Hz. Eyyub (a.s.), sabrı ve teslimiyetiyle tanınır. Onun duası, sıkıntılar karşısında Allah’a olan inancını ve ilahi rahmeti en güzel şekilde yansıtır. Hz. Eyyub (a.s.), hastalığı ve sıkıntılarıyla imtihan edilen sabır timsali bir peygamberdir. "Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin" duası, onun sabır ve teslimiyetinin en güzel örneklerinden biridir. Bu dua, Allah'ın rahmetine ve yardımına olan sarsılmaz inancını yansıtırken, müminlere de dua ederken nasıl bir samimiyet ve içtenlik göstermeleri gerektiğini öğretir. Hz. Eyyub'un duası, ilahi kabulün en güzel örneklerinden biridir ve sabrın, teslimiyetin ve tevekkülün önemini vurgular.
Enbiya Suresi 83.Ayetرَبَّهُٓ اَنّٖي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمٖينَۚ"Ve eyyube iz nâdâ rabbahû ennî messeniyed-durru ve ente erhamur-râhimîn"“Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin”(alert-success)
Hz Eyyub as'ın bu duasını bir sonraki ayette '' فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِه۪ مِنْ ضُرٍّ Derken duasını kabul ettik de ne zarara uğradıysa giderdik'' cümlesi takip eder. Dolayısıyla Bu duanın isticaba/ilahi mukabeleye layık bir dua olduğunun altı açıkça çizilmiştir. Duaya o gözle bakmalı ve devam etmeli...
Duanın incelenecek bir diğer tarafı acizane kanaatimce şudur: Travmatik meselelerde onunla baş etmenin en önemli yolu/yollarından biri travmadan kaçmak değil tam tersi onuna yüzleşme ve kabul etmektir. Zira sabır gerektiren bir hususa karşı öfke/kabullenmeme şeklinde psikolojik dirençler oluşturmak insanı bir zaman sonra hem psikolojik/ruhi hem de bedenen hasta eder.
Bir diğer husus da şudur: Menkıbeye göre (mana aleminde alınan bir derse binaen) birisi Hz Eyyub'e as sorar: Der ki 'Ey şanı yüce Nebi, sen uzun yıllar hastalığına sabrettin ve sonunda ne oldu ki böyle bir cümle söyledin?' Hz Eyyub as der ki 'Allah imtihan verdi ben sabrettim o imtihanımı arttırdı ben daha çok sabrettim. Baktım ki sabrım Allah ile arama perde oluyor ben de o perdeyi yırttım arttım. O anda duam kabul oldu imtihanım bitti''
Bu nokta oldukça orjinaldir. Acziyetin ikrar ve itirafı kudreti cezbeden en sihirli şeydir. İhtimal ki Hz Eyyub as sabır devresini en güzel şekilde tamamlamış ve ardından 'naz' makamına çıkıp kaderin bamteline dokunmuştu. 'Her dua vaktine esirdir'
Peygamber dualarına bakarsanız 'gereksiz' ayrıntılara yer verilmediğini görürsünüz. Yani 'filan oldu da filan isterim' şeklinde yakarışlar biz avamın mertebesidir fakat büyük ruhlar Cenab-ı Hakk'a yakınlıkları itibariyle müşahade makamındadır ve hem görüyor/görülüyor olmanın getirdiği yakınlık hem de Kibriya tecellilerinin verdiği saygı itibariyle Peygamberler ayrıntıya girmeden oldukça mücmel ve i'caz edalı cümleler kurmuşlardır.
Hz Eyyub as malumunuz bu duayı hastalığı artık ibadetine dokunmaya başladığı bir zamanda yapmıştı ki nefsin karışmadığı dualar halistir, ilahi mukabeleye daha layıktır.
Ayetin devamında 'Ona ve ailesine kaybettiklerinin mislini verdik' buyrulur. Kimse Allah'a Allah'ın ona vereceğinden daha büyüğünü veremez! Geylani Hzlerinin dediği gibi 'Hak uğruna bir zerre ver önünde dağ bulursun'